26 Eylül 2008 Cuma

renklendirme çalışmam

original art Luis Royo, from conceptions I.
luis royo nun bir skeci üzerinde çalıştım, baya bi geliştirmem gerek anlaşılan..
2-3 saatimi almasına rağmen bu kadar oldu..

20 Eylül 2008 Cumartesi

olması gerekenler

bir dizi alet edavat listesi gibi.

gözümüzü kapattığımızda ne istediğimizi biliyor olmalıyız. ben boş bir kağıda baktığımda, yine bomboş bembeyaz ihtimal dolu bir kağıt görüyorum. evet başka birşey göremiyorum. deneyin bakalım bir boş kağıda hipnotik bakışlar atın. birşeyler varmı üstünde. varsa süper. çok yeteneklisiniz, psikolojinizde uygun demekki. bomboşsanız, uğraşmayın boşuna benim gibi taklit edeceksiniz demektir. böle böle flashlar çakıp size ne yapmanız gerektiğini, neler görebileceğinizi bişiler göstermeyecek. yada benim nefret ettiğim sanat akımlarını denemelisiniz. ne olduğunu bilmeden başlayıp yine bilmeden bitirdiğiniz, içinizin artığı. ve evet buna bakıp beğenecek içinizden daha atık insanlar olabilir unutmayın. onlara bu atıkları kakalamanızda muhtemel. bir üründense ortaya çıkan çöpe anlamlar bağlayıp birşeye benzetmek isteyenler herzaman olacaktır. engellememek çıkarınıza.

neyse içimizde biriken fikirler dizisi, çıkmak için yer arıyor hani. sizde yazsammı, çalsammı çizsem mi yoksa kolaya kaçıp sevgilimle kavga edip kurtulsam mı bu içimdeki şeyden şeklinde arayıştasınız. bu durum büyük bir kaynak bence. işte onu yönlendirip, yorumlayıp, tanıyıp, işte bi dizi böle ıvır zıvır şey yaparak bir sonuca ulaştırmalısınız ki inanılmaz emek isteyen bir iş. sevgilinizle kavga ettiniz kesmedi bişiler yapmak zorunda hissettiniz, hemen olduğu gibi yansıttınız. evet ortaya çıkan bildiğiniz çöp. aman boşver böylede yiyorlar zaten insanlar garip vapurları felan var diyip, sıpıttınız bir kenara hoşur diye. yok içiniz rahat etmedi, sevgilinize aşk dolu bi mesaj gönderip sevme fırsatı kollar oldunuz. gözünüzde köşedeki sıpıtıkta. sevdiniz ettiniz ama yok olmadı. gösterip böbürleneyim dediniz, gösterdiniz sevgilinize tabii de sevgiliniz gayette sevilmekten bitap.. pffft diyip internetten yayınlayıp uluslararası övgü alim hem ortam yapar, beni ne çok sevan var diye mutlu olurum hayranlarıma öpücük gönderirim dediniz, tamam iyi de içinizde hala bi eziklik var, yuhh adamlar neler yapmışlar yau, inanılmaz dimii...

eh bunlar olmalı ki, eninde sonunda oturup herşeyinizi adayabilmelisiniz. değişen sevgiliniz bilmeli neyin peşinde olduğunuzu ki, gereksiz ilişki oyunu çocukluklarına kapılmadan özgürce koşabilesiniz ki bu imkansız. işte bir dengede hayat para sevgili eş felan derken, içinizdeki gücün bütünüyle vazgeçmeden vazgeçemeden, mutluluk başarı kariyer arasında eriyipte, o ilk olması gerekenleri hatırlayıp gülümseyip, huff hala aynı noktadayım ne garip deyivermelisiniz.

çiziorum çizorum yetmiooo...

8 Eylül 2008 Pazartesi

Dont u


- Dont you search for me..
- Are you love??

.........
karakalem olarak başladığım bu cyborg ablanın ilk haliyle şimdiki arasında silüet dışında bi benzerlik kalmadı. renklere aşina olmayan bi karalamacı olarak, benim için yeni deneyimleri tadmak için durmadan değiştiriyorum. taradığım skeçi open canvas kullanarak mavi bir cyborg abla çizmiştim. ps3 e alıp orasına kanat yok burasına efekt eklesemmi derken cyan olan cyborg acaip bi turuncu oldu. hemen kırmızı kanalından bir örnek alarak siyah beyaz yaptım ve renkli yani turuncu olan çalışmayı bu siyah beyaz katmanın üzerine %30 gibi değerde yerleştirdim. grey scale özellik gidince aslında hem pasif renkli hemde rahatsız etmeyen bi havaya ulaştı.
zemin çalışması için magenta daireler çizdim gördüğünüz üzre kanaldan alınca böle oldu. herneyse, inanılmaz detay eksiği var. çok çıplak. bir cyborgun çıplak görüntüsü pek birşey ifade etmez sanıyordum ama değilmiş. demekki cyborgta olsa insan insandır...
bu tonlama orjinal çalışmadan çok farklı, katmanları kaybedecek olsamda bu tonlar üzerinden devam etmek istiyorum. metalik havayı güçlendirmek için metalik parlama üzerine araştırma yapmalı, ambians ışığı seçmeli, belkide aşağıdan gelen ikinci ışık kaynağını değiştirmeliyim. keskinlik, gölgeler ve saçlarda ayrıntısızlık çok gözüme batıyor. persipektif olarak rahatsız etmedi beni.

karala karala

Burda karaladıklarımı paylaşmak istiyorum. karalamak büyük zevktir aslında, boş beyaz bir kağıt elinizde 2B bir kalem düşünün. ilkokulda elime ilk kalem aldığım o günden bu yana, bütün beyaz kağıt parçaları beni kendine çekmiştir. hiçbir zaman güzel çizemedim. cin aliden halliceydi karaladıklarım. umursamadım yinede, ben zaten karalıyorum yada çiziktiriyorum zaten. hala öyleyim. amatör bir karalama sevenim işte. neye yarar kim ilgilenir bilmem, benim ilgilendiğim elimdeki kurşun kalemin tamamını kalemtıraştan geçirmiş olmak. soymak onu basitçe... tabi kalemimiz taze açılmışken neden beyaz bir başlangıça insanlığın gerçek rengini vurmayalım ki, kurşun gri. işte bu.. evet evet bu hayat bu :)

  © Blogger template 'Perhentian' by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP